Fakültemizin en yeni Bölümü olan, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü 21.02. 2003 tarihinde 5 Profesör, 2 Doçent, 4 Yardımcı Doçent 8 Araştırma Görevlisinden oluşan öğretim elemanı kadrosuyla kurulmuş ve 2003-2004 eğitim-öğretim yılından itibaren Lisans düzeyinde 30 öğrenci alınmaya başlanmıştır. Şu anda, 7 Profesör, 1 Doçent, 6 Yardımcı Doçent ve 8 Araştırma Görevlisiyle sayıları 50’ye yükseltilmiş olan Lisans öğrencilerine, Fen Bilimleri Enstitüsünde açılan Moleküler Biyoloji ve Genetik Yüksek Lisans ve Doktora programlarındaki öğrencilere ve ERASMUS programı çerçevesinde gelen yabancı öğrencilere eğitim öğretimini sürdürmektedir. Bölüm’ün kuruluşunda bulunan Prof. Dr. Haluk Ertan emekli olduktan sonra akademik yaşamına New South West Üniversitesinde (Sydney/Avustralya) devam etmektedir.
Kuruluş tarihi oldukça yeni olmakla birlikte, Bölümümüzün moleküler biyoloji ve genetik bilim dallarında bugünkü düzeyine gelmesinin kökenleri 1933 yılındaki Üniversite reformuna kadar dayanmaktadır. O tarihlerde Fen Fakültesi bünyesindeki “Nebatat ve Hayvanat Enstitü”leri için yeni bir bina gerekli olunca eldeki kayıtlara göre “Biyoloji Enstitüleri”nin temeli 3 Mart 1935 tarihinde Süleymaniye semtinde atılmış ve binada 4 Haziran 1937 yılında eğitim-öğretim hizmeti verilmeye başlanmıştır. Daha sonra bu binanın iki katı yıkılmış ve (önceki adı “Farmakobotanik ve Genetik” olan) “Botanik ve Genetik Kürsüsü” 1982 yılında “Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı” kurulana dek bu binada hizmet vermiştir. Bu Anabilim Dalı’nın dönüşümüyle oluşan “Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü” Veznecilerde Fen Fakültesinin karşısındaki binada bulunmaktadır.
Üniversite reformu kapsamında Almanya’dan gelen bilim insanlarından Fakültemizde görev yapmaya başlayan Ord. Prof. Dr. Alfred Heilbronn ve Ord. Prof. Dr. Curt Kosswig genetik alanında çalışmalar yapmışlar ve bu alanda doktora tezleri yönetmişlerdir. Birlikte yazdıkları ve 25 yıllık çalışmalarının ürününü içeren “Principia Genetica” Türkiye’de yazılmış ilk genetik kitabıdır.
HEILBRONN A ve KOSSWIG C. (1947) Principia Genetica. “Kalıtım Biliminin Temel Anlamları ve Temel Vakıalar”. (Çev. Dr. Sara Akdik). İst. Üniv. Yay.No.322, İstanbul.
Ord. Prof. Dr. Alfred HEILBRONN (1885-1961). Fürth’de (Bavyera) doğan A. Heilbronn yükseköğrenimini Münih Ludwig-Maximilian Üniversitesi’nde Tabii İlimler (Botanik, Fizik, Kimya) ve yan dal olarak da felsefe ve müzik okuyarak 1910’da tamamlamıştır. Berlin’de Landwirtschaft, Monaco’da Institut Oceanographique de bilimsel yardımcı ve Berlin’de araştırma ile ilgili görevlerde bulunduktan sonra, 1914’de Doçent, 1919’da Profesör olmuş, 1923’de aynı Üniversitenin Genetik Enstitüsü Direktörlüğü’ne getirilmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında, 1914’de “Verdienst Kreuz für Kriegshilfe” kurumundan madalyayla ödüllendirilmiştir. Ekim 1933’te İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, “İspençiyari Nebatat (Farmakobotanik) ve Genetik Enstitüsü” Direktörlüğü görevine başlamıştır. Üniversitemizde Biyoloji öğrencilerine ilk genetik Dersini vermiştir. Bu yıllarda genetik araştırmaları da başlatmıştır. Eğreltiler (Heilbronn, 1935), Mercurialis (Heilbronn ve Başarman, 1937), Bryonia (Başarman, 1939; Heilbronn ve Başarman, 1942; Heilbronn, 1953; Bilge, 1955), Digitalis (Heilbronn ve Yakar, 1942; Yakar, 1949) bu dönemde üzerinde en çok çalışılan bitkiler olarak dikkati çekmektedir. Özellikle bitkilerde eşey belirlenmesi en yoğun araştırılan konulardan biri olmuştur. Prof. Heilbronn iyi derecede Fransızca, İngilizce, Felemenkçe, Latince, İtalyanca, Eski Yunanca, Türkçe dilleri bilmekteydi.
Ord. Prof. Dr. Curt KOSSWIG (1903-1982). Berlin’de doğan C. Kosswig. Berlin Üniversitesi’nde aldığı felsefe, doğa bilimleri özellikle zooloji ve genetik ağırlıklı eğitiminden sonra genetik doktorası yaparak 1927 tarihinde Dr. Phil. ünvanını almış ve Münster Üniversitesi Zooloji Enstitüsü’nde asistan olmuştur. 1930’da Münster Üniversitesi Felsefe ve Doğa Bilimleri Fakültesi Zooloji Enstitüsünde Doçent olmuş, 1933 tarihinde de Braunschweig Teknik Yüksek Okulunda genel biyoloji ve zooloji dalında Profesörlüğe atanmıştır. 1937 yılında Türkiye’ ye gelmiş ve Fen Fakültesi Zooloji Enstitüsüne Direktör olarak atanmıştır. 1951 yılından itibaren de Baltalimanı Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsü yöneticiliği görevini üstlenmiştir. Manyas Gölü Milli Parkını (Manyas Gölü Kuş Cenneti) kurmuştur. Bilimsel çalışmaları arasında genetikle ilgili olarak memelilerde karşılaştırmalı genetik, cinsiyetin kalıtımı, balıklarda interseksüalite, tümör kalıtımı, yabancı genotiplerde gen manifestasyonu, evrim, preadaptasyon teorisine yönelik araştırmaları sayılabilir. 1955 yılında Hamburg Üniversitesine giden Kosswig, 5 ay gibi kısa bir süre için tekrar İstanbul’a dönerek göreve devam etmiş ve daha sonra Fen Fakültesindeki görevinden ayrılarak 1969 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde misafir Emeritüs Profesör olarak çalışmıştır.
Prof. Dr. Sara AKDİK (1897-1982). Girit doğumlu olan S. Akdik İstanbul Alman Lisesi’nden 1918’de mezun olmuştur. İstanbul Dârülfünûnu’nun ilk kız öğrencisi olarak Fen Fakültesi Tabiiye kısmında sürdürdüğü öğrenimini 1921 yılında tamamlamıştır. 1934 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi İspençiyari Nebatat (Farmakobotanik) ve Genetik Enstitüsü’nde asistan olarak göreve başlamıştır. 1937’de Doçent kadrona atanmış, 1945’te de Fen Doktoru unvanını almıştır. 1947-1948 tarihleri arasında ünlü genetikçi İsveçli Profesör Müntzig’in yanında genetik çalışmaları yapmış ve bu çalışmaların sonuçlarını üç makale halinde yayınlamıştır. 1948’de Profesörlüğe yükseltilen Sara Akdik, Prof. Heilbronn’un emekliye ayrılması üzerine 28 Mayıs 1955’de Fen Fakültesi Farmakobotanik ve Genetik Kürsüsü’nün başkanlığına getirilmiştir. 18 yılı aşkın bu görevde bulunan Prof. Akdik, bu süre içinde 8 doktora çalışması yönetmiş, Genel Botanik, Genetik, Moleküler Biyoloji, Sitoloji, İnsan Genetiği, Evolüsyon, Bitki Coğrafyası ve Farmakobotanik derslerini okutmuştur. Eyrıca “Genel Botanik” ve (A. Heilbronn ile birlikte) “Genetik’e Giriş” kitapları bulunmaktadır. 13 Temmuz 1973’te emekliye ayrılan Prof. Akdik Almanca, Fransızca, İngilizce ve Rumca bilmekte Rusça’yı da makale takip edecek düzeyde anlamaktaydı.
Prof. Dr. Emine BİLGE (1926-1978). Erzurum doğumlu olan E. Bilge 1950 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji-Botanik eğitimini tamamlamıştır. Aynı yıl (daha sonra Botanik ve Genetik Kürsüsü’ne dönüşen) Farmakobotanik ve Genetik Kürsüsü’ne Asistan olarak girmiştir. Prof. Heilbronn yönetiminde 1954 yılında “Bryonia macrosytilis üzerinde morfolojik, anatomik ve genetik incelemeler” adlı doktora tezini tamamlamıştır. 1962 yılında “Streptomisinin Vicia faba bitkisinde husule getirdiği morfogenetik değişiklikler” tezi ile Doçent, 1970 yılında da “Streptomisinin Vicia faba bitkileri üzerinde sitolojik etkileri” adlı takdim tezi ile Profesör unvanını elde etmiştir. 1965 yılından itibaren Botanik öğrencilerine genetik dersi vermiş, 1969’da “Genetik” kitabını yazmıştır. Ayrıca “Evolusyon” ve “Genetik Problemleri” isimli ders kitapları da bulunmaktadır. 1972 yılında “Üstün Vasıflı Arpa Varyetelerinin Elde Edilmesi Yolunda Temel Genetik Çalışmalar” adlı araştırma projesiyle (1972-1975 TÜBİTAK-TOAG/162) Türkiye’de bitkiler üzerindeki ilk deneysel mutasyon çalışmalarını başlatmış ve böylece ülkemizde genetiğin uygulama alanlarında kullanımında öncülük yapmıştır. Akademik faaliyetlerinin en yoğun olduğu bir devrede oldukça genç yaşta aramızdan ayrılan Prof. Bilge bugün Bölümümüz Öğretim Üyelerinden olan Prof. Dr. Güler Temizkan ve Prof. Dr. Nermin Gözükırmızı’nın da aralarında olduğu genetikçilerin yetişmesinde çok önemli katkılar yapmıştır.
Prof.Dr.Melekper ÖKTAY (1924-1985). İzmir’de doğmuş olan M. Öktay İstanbul Üniversitesi Zooloji Bölümünden 1946 Yılında mezun olmuştur. Ayni yıl Zooloji Kürsüsünde Asistanlığa başlamış, 1966 yılında da Profesör unvanını almıştır. Münich Zooloji Enstitüsü ile Hamburg Zooloji Enstitüsü’nde çalışmalar yapmıştır. Xiphophorus maculatatus’ta renk deseni genetiği ve morfolojisi üzerine çalışmaları vardır. Ayni organizmada eşey farklığının genetik temelleri üzerine de çalışmıştır. Prof. Öktay Fakültemizde moleküler genetik derslerini ilk veren öğretim üyesidir.
Prof. Dr. Gönül Bara (1931-2007). İstanbul doğumlu olan G. Bara 1955’te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji-Botanik Dalından mezun olmuştur. Aynı yıl, Fakültenin II. Zooloji Kürsüsüne Asistan olarak girmiş, 1959 yılında “Dr.Rer.Nat.”, 1967’de Doçent ve 1975’te de Profesör unvanlarını kazanmıştır. Ayrıca, 1975 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun “Bilim Ödülü”nü almıştır. 1982 Yılında yeni kurulan Moleküler Biyoloji Anabilim Dalının Başkanlığına atanmış ve 18.7.1990 tarihinde emekli olana kadar bu görevini sürdürmüştür. Steroid enzimler üzerine araştırmaları bulunmaktadır. Prof. Bara Üniversitemizde moleküler biyoloji ve genetiğe yönelik eğitim programlarının kurumsallaşmasında önemli rol oynamış, biyoteknoloji alanında Lisansüstü programlarının başlamasını sağlamış ve genç araştırıcıları bu alana yönlendirmiştir.
Prof. Dr. Metin BARA (1929-2000). İstanbul’da doğan M. Bara İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Botanik lisanstan mezun olduktan sonra 1953 yılında Genel Botanik kürsüsünde Asistan olmuş, 1957 yılında Doktor (Dr.rer.nat.) unvanını almış, aynı Kürsüde 1963 yılında Doçent kadrosuna, 1971 yılında da Profesör kadrosuna atanmıştır. 1982-1987 yılları arasında Fen Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 1979-1987 arasında da TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliğinde bulunmuştur. Ülkemizde modern biyoteknoloji kavramının ortaya konulmasında ve geliştirilmesinde öncülük yapanların başında gelen Prof. Bara’nın aynı zamanda moleküler biyoloji alanının Fakültemizde geliştirilmesinde önemli katkıları olmuştur.
Bölümümüzün kuruluşuna kadar geçen zamanda moleküler biyoloji ve genetiğin temellerinin atılmasında ve bizlerin yetişmesinde çok büyük katkıları olan, artık aramızda bulunmayan, tüm hocalarımıza sonsuz teşekkürlerimizle…
Moleküler biyoloji, son 15-20 yıl içinde temel bilimlerde kaydedilen baş döndürücü gelişmelerin bir sonucu olarak biyolojinin güncel ve modern bir yüzü olarak ortaya çıkmıştır. Temelini biyoloji, kimya ve fizikten alan, gelişimini genetik, omik teknolojiler (genomik, proteomik, metabolomik vb.) ve biyoinformatik ile sürdüren moleküler biyoloji ve genetik bugün artık, bu alandaki bilgi birikiminin olağanüstü boyutlara ulaşması ve biyolojinin sınırlarını aşarak tıp, eczacılık, ziraat, veterinerlik ve mühendislik gibi uygulamalı alanlarla etkileşmesi sonucunda bağımsız bir disiplinlerarası bilim dalı olarak yoluna devam etmektedir. Canlıları oluşturan biyomolekülleri ve nasıl işlediklerini araştıran, yaşamın sırrını ortaya koymaya çalışan, biyolojik sistemlerde ürettiği bilgileri ürüne veya hizmete dönüştürerek biyoteknolojiyi geliştiren moleküler biyoloji ve genetik, hiç şüphesiz dünyamızın geleceğini etkileyecek en önemli temel bilim dallarından biri olacaktır.
Bu dinamik bilim dalında öğrenim görmek ve moleküler biyoloji ve genetiğin farklı alanlarında uzmanlaşmak isteyen gençlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak, Dünyanın ve Ülkemizin “iyi yetişmiş moleküler biyolog” gereksinimini karşılayacak Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümlerinin kurulması, saygın Üniversitelerin hedefleri arasında yer almıştır. Moleküler Biyoloji ve Genetik Lisans ve Lisansüstü eğitim programlarının sayısı her geçen gün artmaktadır. Bugün 13’ü Devlet, 13’ü Vakıf Üniversitesi olmak üzere 26 Türk Üniversitesinde Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümleri kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi çağın gereğini fark ederek, 2003 yılında Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünü kurmuştur. Şu anda 3 Profesör, 4 Doçent, 3 Yardımcı Doçent, 10 Araştırma Görevlisi, 2 Biyolog ve 2 Mühendis ile eğitim ve araştırma faaliyetlerine devam eden bölümümüzde, halen 267 lisans, 22 Yüksek Lisans ve 31 Doktora öğrencisi öğrenim görmektedir. Araştırma konuları, maya biyoteknolojisi ve genomiği, bitki biyoteknolojisi, bitki patolojisi, bitki genomiği, genetiği değiştirilmiş organizmalar, protein biyokimyası, biyoaktif bileşikler, insan hastalıkları ve moleküler tanı gibi alanlarda yoğunlaşmıştır. Gelişmiş araştırma laboratuvarlarında en modern genomik ve proteomik teknikler kullanılarak yürütülen temel araştırmaların yanısıra, çeşitli kurumlarla işbirliği içinde biyoteknoloji ve genetik mühendisliği uygulamaları yürütülmektedir.
Lisans programında Temel ve Moleküler Biyoloji, Hücre Biyolojisine Giriş, Moleküler Biyolojide Kullanılan İstatistiksel Yöntemler, Organik Kimya I-II, Temel Genetik, Biyokimya I-II, Hücre Biyolojisi I-II, Moleküler Genetik I-II, Moleküler Mikrobiyoloji, Biyolojik Katalizörler, Moleküler Biyolojide Kullanılan Yöntemler I-II, Biyoteknoloji, Genetik Mühendisliği, Moleküler Evrim gibi zorunlu derslerin yanısıra Bitki Doku Kültürü, Hayvan Doku Kültürü, İnsan Biyolojisi, İnsan Embriyolojisi, Kromozom Biyolojisi, Bilimsel Yazım Tekniği, Bitki Moleküler Biyolojisi, İnsan Genetiği, Virüs Biyolojisi, Arke Biyolojisi, Bitki Genetiği, Gelişim Genetiği, İmmünogenetik, Membran Biyolojisi, Molekül Fiziği, Biyoinformatik, Fermentasyon Teknolojisi, Genomik, Kök Hücre Biyolojisi, Sekonder Metabolitler, Stres Biyolojisi, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Biyogüvenlik, Genetik Kaynaklar ve Koruma, Klinik Biyokimya, Maya Biyoteknolojisi, Moleküler Biyoteknoloji, Proteomik ve Metabolomik gibi seçmeli dersler okutulmaktadır. Ayrıca öğrencilerimiz son sınıfta aldıkları Bitirme Projesi kapsamında araştırma projelerine dahil olarak, TÜBİTAK destekli yeni projeler üreterek veya kapsamlı derlemeler hazırlayarak aktif bir öğrenme ortamında bilgilerini pekiştirmekte, yaptıkları stajlarla da mesleki deneyim kazanmaktadırlar.
Lisans mezunlarımızın büyük bir kısmı ulusal ve uluslararası eğitim kurumlarında lisansüstü eğitimlerine burslu olarak devam etmektedir. Türkiye’nin dört bir yanındaki Üniversitelerde Araştırma Görevlisi, Özel Medikal (tüp bebek, ilaç, genetik tanı vb konularda) ve Kozmetik Şirketlerinde araştırmacı ve TÜBİTAK projelerinde bursiyer olarak görev yapan mezunlarımız vardır.
Bazı öğrencilerimiz ve Araştırma Görevlilerimiz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teknogirişim sermayesi desteğinden yararlanmışlar ve İstanbul Teknokent’te kurdukları biyoteknoloji şirketleri ile ekonomiye katkıda bulunmaya başlamışlardır. Ebittek Biyoteknoloji, Sativa, NGS, HibriGen, Geb, Nisino, İnsitogen ve Levato gibi şirketlerde, bitki ektreleri ve bitki doku kültürü sistemleri, moleküler genetik kitleri, gıda katkı maddeleri, yosunlardan doğal gübre, selülaz enzimi vb. için üretim çalışmaları yürütülmektedir.
Yüksek MF-3 puanı (2012’de en düşük 440, en yüksek 463) ile Bölümümüzü tercih eden öğrenciler, ERASMUS anlaşmalarımız çerçevesinde Ulm (Almanya), Götheburg (İsveç), Roskilde (Danimarka), Corvinus (Macaristan), Mediterranean Agronomic Institute of Chania (Yunanistan) ve Marie Curie (Polonya) Üniversitesi’nde eğitim fırsatı yakalayabilmekte, Fakültemiz bünyesindeki aktif öğrenci kulüplerine (Genetik Kulübü, Müzik Kulübü, Dans Kulübü, Yazılı ve Görsel Sanatlar Kulübü gibi) üye olarak, sosyal ve kültürel etkinliklerde aktif roller alabilmekte, böylece bilimi ve hayatı birlikte öğrenebilmektedirler.
Özellikle Fen Fakültesi Genetik Kulübü (İÜGEN) (http://www.istanbul.edu.tr/iugen), üniversite öğrencileri arasında bir marka haline gelmiş ve 10 yıldır düzenlediği Kış Okulları ve Sempozyumlarla 200’e yakın bölüm dışı öğretim üyesini ve sektör çalışanını 4000’in üzerinde öğrenci ile buluşturmayı başarmıştır.
Eğer siz de milyonlarca yıl öncesine ait bir kemik parçasının DNA’sını analiz ederek tarihin sırlarına ışık tutmak, mikroorganizmaları ve bitkileri madde ve enerji üretmek için kullanabilmek, imkansız bebeklerin doğmasını, ölümcül hastaların yaşamasını sağlayacak bilgilere ulaşmak, yeni biyosistemleri insanlığın hizmetine sokmak, bir DNA analizi ile adalete katkıda bulunmak, kısacası canlıların içinde, moleküler dünyada bir yolculuk yaparak tüm sırları açığa çıkarmak istiyor, merakınıza, sabrınıza, iletişiminize, en az bir yabancı dili öğrenme isteğinize ve yeteneğinize güveniyorsanız mutlaka Moleküler Biyoloji ve Genetiği tercih etmelisiniz. Eğer bu yola, 560 yıllık bir Üniversitenin kapısından girerseniz, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde “aranan bir moleküler biyolog” olarak yetiştirileceğinize emin olabilirsiniz.